Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

demir gibi

  • 1 demir gibi

    а) кре́пкий, желе́зный; как сталь
    б) окочене́лый, засты́вший от хо́лода

    Türkçe-rusça sözlük > demir gibi

  • 2 demir gibi

    adj. healthy, strong, iron, ferreous

    Turkish-English dictionary > demir gibi

  • 3 demir gibi

    strong, tough, cast-iron

    İngilizce Sözlük Türkçe > demir gibi

  • 4 demir gibi şeyler kazımak

    verotin

    Türk-Kürt Sözlük > demir gibi şeyler kazımak

  • 5 demir gibi şeyleri kazımak

    rêşkirin

    Türk-Kürt Sözlük > demir gibi şeyleri kazımak

  • 6 demir

    demir Eisen n; Ketten f/pl, Fesseln f/pl; MAR Anker m; am Schuh Eisenplättchen n; eiserne(r) Teil; Eisen-, eisern;
    demir almak den Anker lichten;
    demir atmak Anker werfen;
    demir gibi fig eisern;
    demir leblebi fig harte Nuss;
    demirde yatmak vor Anker liegen

    Türkçe-Almanca sözlük > demir

  • 7 demir

    желе́зо (с) я́корь (м)
    * * *
    1.
    1) желе́зо

    demir bileşikleri — желе́зные спла́вы

    demir boku — [желе́зный] шлак; ока́лина

    demir cevheri — желе́зная руда́

    demir dökümü — чугу́нное литьё

    demir tozu — желе́зные опи́лки

    demir ve çelik fabrikası — металлурги́ческий заво́д

    ak dökülmüş demir — ко́вкое желе́зо

    dökme demir — чугу́н

    köşebent demir — углово́е желе́зо

    lama / saç demir — листово́е желе́зо

    2) мор. я́корь

    demir almak — сня́ться с я́коря

    demir atmak — а) броса́ть я́корь; б) перен. броса́ть я́корь; обоснова́ться где-л. на дли́тельное вре́мя

    demir kaldırmak — снима́ться с я́коря, поднима́ть я́корь

    demir resmi — я́корный сбор

    demir taramak — дрейфова́ть ( при отданном якоре)

    demir üzerinde — гото́вый к отплы́тию, сня́тый с я́коря

    demirde yatmak — стоя́ть на я́коре

    demir yeri — ме́сто стоя́нки судо́в ( на якоре)

    3) дета́ль из желе́за

    pencere demiri — око́нная скоба́

    ocak demiri — печна́я задви́жка

    4) разг. око́вы, кандалы́

    demire vurmak — закова́ть в кандалы́

    2.
    желе́зный

    demir kapı — желе́зная дверь

    demir masa — желе́зный стол

    demir parmaklık — желе́зная решётка

    ••

    demir tavında, dilber çağında — посл. вся́кому о́вощу своё вре́мя

    demir tavında dövülürпосл. куй желе́зо, пока́ горячо́

    Türkçe-rusça sözlük > demir

  • 8 demir

    1. iron. 2. made of iron. 3. the iron part of anything. 4. naut. anchor. 5. bar (of a door). 6. grille (of a window). 7. iron piece at the toe or heel of a shoe. - almak naut. to weigh anchor. - atmak 1. naut. to cast anchor, anchor. 2. to overstay one´s welcome. - boku iron slag. - dövmek to work iron. - gibi 1. strong, tough (material). 2. strong, powerful. 3. very cold, icy (water, hands, feet). - leblebi 1. impossible task. 2. man of steel. - pası 1. rust. 2. rust color. - resmi naut. fee for anchoring, anchorage. - taramak naut. to drag its anchor. - tavında dövülür. proverb Strike while the iron is hot. - tozu iron filings. - üzerinde naut. with its anchor weighed. -e vurmak /ı/ to put (someone) in chains. - yeri naut. anchorage, anchorage ground.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > demir

  • 9 железный

    demir; demir gibi
    * * *
    1) demir °

    желе́зная руда́ — demir cevheri

    желе́зные опи́лки — demir eğintisi

    желе́зный лом — hurda demir

    желе́зная дверь — demir kapı

    желе́зная пе́чка — saç soba

    3) перен. demir gibi; çelik

    желе́зная во́ля — demir gibi irade

    желе́зная дисципли́на — çelik disiplin

    у него́ желе́зное здоро́вье — demir gibi sağlamdır

    ••

    желе́зный век — археол. demir çağı

    желе́зная доро́га — demiryolu

    желе́зное де́рево — археол., бот. demirağacı

    Русско-турецкий словарь > железный

  • 10 iron

    adj. demir, demirden yapılmış, demir gibi, sapasağlam, turp gibi, sıkı, güçlü, sert
    ————————
    n. demir, ütü, golf sopası, zincir, güç
    ————————
    v. ütülemek, demir kaplamak, zincire vurmak, prangalamak
    * * *
    1. ütüle (v.) 2. demir (n.)
    * * *
    1. noun
    1) (( also adjective) (of) an element that is the most common metal, is very hard, and is widely used for making tools etc: Steel is made from iron; The ground is as hard as iron; iron railings; iron determination (= very strong determination).) demir
    2) (a flat-bottomed instrument that is heated up and used for smoothing clothes etc: I've burnt a hole in my dress with the iron.) ütü
    3) (a type of golf-club.) maden uçlu golf sopası
    2. verb
    (to smooth (clothes etc) with an iron: This dress needs to be ironed; I've been ironing all afternoon.) ütü yapmak
    - irons
    - ironing-board
    - ironmonger
    - ironmongery
    - have several, too many irons in the fire
    - iron out
    - strike while the iron is hot

    English-Turkish dictionary > iron

  • 11 fer

    n m
    1 métal demir [de'miɾ]
    2 fer forgé dövme demir
    3 de fer fig demir gibi

    Il a une santé de fer. — O demir gibi sağlıklıdır.

    5 fer à cheval at nalı

    Dictionnaire Français-Turc > fer

  • 12 стальной

    1) çelik °; çelik

    стальна́я труба́ — çelik boru

    2) перен. demir gibi, çelikten, çelik (gibi)

    стальны́е му́скулы — demir gibi kaslar

    управля́ть кем-л. стально́й руко́й — birini çelikten ellerle yönetmek

    3) ( о цвете) çelik rengi

    Русско-турецкий словарь > стальной

  • 13 твердокаменный

    ( непоколебимый) demir gibi, çelik

    твердока́менная во́ля — demir gibi irade

    се́рдце у него́ твердока́менное — taş yüreklidir

    Русско-турецкий словарь > твердокаменный

  • 14 fit as a fiddle

    turp gibi, sapasağlam, demir gibi, keyifli, neşeli

    English-Turkish dictionary > fit as a fiddle

  • 15 fit as a fiddle

    turp gibi, sapasağlam, demir gibi, keyifli, neşeli

    English-Turkish dictionary > fit as a fiddle

  • 16 cast-iron

    1) (made of cast iron: a cast-iron frying-pan.) dökme (demirden yapılmış)
    2) (very strong: cast-iron muscles.) güçlü, demir gibi

    English-Turkish dictionary > cast-iron

  • 17 healthy

    adj. sağlıklı, sağlığa yarar, sağlığa yararlı, kuvvetli, yararlı, sağlam, büyük, önemli, demir gibi
    * * *
    sağlıklı
    * * *
    1) ((generally) having good health: I'm rarely ill - I'm really a very healthy person; My bank balance is healthier now than it used to be.) sağlıklı, sıhhatli
    2) (causing or helping to produce good health: a healthy climate.) sağlığa yararlı
    3) (resulting from good health: a healthy appetite.) sağlıklı, olumlu
    4) (showing a sensible concern for one's own well-being etc: He shows a healthy respect for the law.) yapıcı, iyi

    English-Turkish dictionary > healthy

  • 18 strong

    adj. güçlü, ağır, demir gibi, kuvvetli, sağlam, sert, şiddetli, keskin, alkollü, kıvrak, yetenekli, istekli, istikrarlı, iradeli, koyu, gür
    ————————
    adv. güçlü olarak, kuvvetle, şiddetle
    * * *
    kuvvetli
    * * *
    [stroŋ]
    1) (firm, sound, or powerful, and therefore not easily broken, destroyed, attacked, defeated, resisted, or affected by weariness, illness etc: strong furniture; a strong castle; a strong wind; She's a strong swimmer; He has a very strong will/personality; He has never been very strong (= healthy); He is not strong enough to lift that heavy table.) kuvvetli, sağlam, dayanıklı
    2) (very noticeable; very intense: a strong colour; a strong smell.) ağır, keskin, koyu
    3) (containing a large amount of the flavouring ingredient: strong tea.) koyu, sert
    4) ((of a group, force etc) numbering a particular amount: An army 20,000 strong was advancing towards the town.)... kişilik,... kişiden oluşan
    - strength
    - strengthen
    - strongbox
    - strong drink
    - stronghold
    - strong language
    - strong-minded
    - strong point
    - strongroom
    - on the strength of

    English-Turkish dictionary > strong

  • 19 ferreous

    adj. demirli, demir gibi

    English-Turkish dictionary > ferreous

  • 20 ferreous

    adj. demirli, demir gibi

    English-Turkish dictionary > ferreous

См. также в других словарях:

  • demir gibi — 1) çok sağlam Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi. H. R. Gürpınar 2) çok güçlü, çok kuvvetli Demir gibi kolları vardı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelik gibi — zayıf fakat güçlü (vücut) Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KALB-İ ÂHENİN — Demir gibi metin ve sağlam olan kalb …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • demirleşmek — nsz 1) Demir durumuna gelmek 2) mec. Demir gibi sağlam duruma gelmek Duvarlar simsiyah kesildi, kapılar demirleştiler. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • AHEN-DEST — f. Demir elli, eli demir gibi olan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • demirsi — sf. Demiri andıran, demire benzeyen, demir gibi, demirimsi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kupkuru — sf. 1) Çok kuru Ağaçlar çıplak, demir gibi kaskatı ve kupkuru. P. Safa 2) mec. Belirgin, net Kazanç, her yerde kupkuru, dümdüz, apaçık menfaattir. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kupkuru etmek kupkuru kesilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saçmak — i, ar 1) Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı. M. Ş. Esendal 2) Işık ve ısı yaymak Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı. R. N. Güntekin 3) mec. Belli bir görüşü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • âhenîn — (F.) [ ﻦﻴﻨهﺁ ] 1. demirden. 2. demir gibi …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • Sertab Erener — Demir Demirkan Sertab Erener (* 4. Dezember 1964 in Istanbul) ist eine der erfolgreichsten Künstlerinnen der türkischen Popmusik. Inhaltsverzeichnis …   Deutsch Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»